Kudus

Hazir Ramallah'a kadar gelmisken meshur sehir Kudus'u gormemek olmazdi. Ozcan'la beraber anlasip Ramallah'tan bir taksi tuttuk. Taksiciyle bizi goturup getirmesi icin 350 shekele (100 dolar kadar) anlastik. Kudus'e gitmek Ramallah'a gelmek kadar zor olmadi. Kapilar acikti ve hic bir sorun yoktu. Hatta duvarin ordan gecerken bir kac fotograf cekmek icin indik. Dunyanin dort bir yanindan gelen protestocular buralara sadece yaziyla degil cizimle de duygu ve dusuncelerini aktarmislar. bir kac fotograf cekip devam ettik.

Kuduse geldigimizde sur icinde olan eski sehir denilen yere gitmeden once zeytin dagina geldik. Orda bir arap amca ve devesinin askina sahit olduk. Bu sovu icin de para istedi. Fakat, ben ask icin para vermemek gibi bir prensibim oldugunu soyleyip reddettim. Inandi sanirim... Sonra asagi dogru inip Magdanali Meryem'in mezarinin oldugu soylenen ya da ben oyle anladim bir Ortodoks kilisesinin avlusunda fotograf cektirdim. Orda dingin ve yasli bir amcanin guzel bir fotografini cektim. Asagida bakabilirsiniz.

Ardindan, eski sehire girdik. Surlar icinde hapsolmus ve iyice labirent haline gelmis bu sehir bize neden bu topraklarin bu kadar karisik oldugunu ve sonsuza kadar boyle karisik olacagini cok guzel ozetledi. Cunku, bu sehirde. uc dinin de en fanatik oyunculari bu sahnede kendine bir yer kapmak icin apansiz bir sekilde gosteri yapiyor ve kendi rituellerinin ne kadar da dogru oldugunu tekrar tekrar vurguluyorlar. Aslinda, cok bir sey anlatmaya gerek yok. Cogumuz oradaki durumu ve dinlerin bu kadar ic ice oldugunu biliyoruz ama bilmekle gormek cidden cok farkliymis.

Birazcik anlatmaya calisayim. Mesela, musluman mahallesinde yururken, birdenbire cocuk sesleri kesilip ortam birdenbire restore edilmis ve zengin bir kasaba havasina burunuyor. Ne oluyor diye etrafa bakarken, bir bakiyoruz sinegoglar falan var. insanlar ibranice konusuyor. 10 metre onceki sokakla hic bir alakasi yok. Biraz daha yuruyoruz. Bu sefer ortam kararip biraz daha eski bir yere benzemeye basliyor. Yine etrafa saskin gozlerle bakarken, karsidan siyaha burunmus rahip ve rahibelerin geldigini goruyoruz. Bir sokak uzerinde bu kadar kultur soku yasanabilecegini bugune kadar inanmazdim. Ama varmis.

Aslinda daha cok sey anlatasim var ama hem bu sehir hakkinda cok konusuldugundan (ki ne anlatsam surda hemen klise olacak) dolayi hem de hassas bir konu oldugundan dolayi sizlere cektigim fotograflardan sectiklerimle basbasa birakiyorum.

Asagidaki fotografa tiklarsaniz, Picasa'daki hesabima gidip orda tum fotograflari gorebileceksiniz. Aslinda, direk bloguma koymak istemis olsam da bir "google expert" olarak bir turlu kolay yolunu bulamadim. Iyi seyirler...


4 yorum:

Unknown dedi ki...

Valla yazı da fotoğraflar da çok güzel. 3 farklı dinin yanyana sokaklarda bulunmasının yanısıra Ramalah'a benim anadolu lisesinden arkadaşım Özcan'la gitmiş olman da düşündürdü beni :) Bu nasıl tesadüf lan :)

Unknown dedi ki...

hımm.. valla yazdıkların kadar çektiğin resimlerde herşeyi anlatıyor,
dinlerin ortak yaşam alanlarını bu kadar içi içe paylaşması çok farklı geldi bana yaaa :)
dediğim gibi kardeş kuytu yerlere girmeyin :)

kadir saatcioglu dedi ki...

amcacım yazdıklarını merak ve severek okudum cok güzel olmus özellikle 3 sokak arasındaki kültür değişimi beni bir hayli etkiledi umarım banada kısmet olur oraları gezip görmek. yeni maceralarının paylasmanı sabırsızlıkla bekliyorum.

Emelce Hikayeler.... dedi ki...

hımmm.güzel yazı güzel fotoğraflar.Şu deve ve adamın aşkı :) komikti.İnanç şekilleri ne kadar farklı olursa olsun,inandığımız aynı ALLAH.Ne demişler Ex Oriante Lux,(Işık Doğudan Gelir)